YAVRULAR İÇİN İNŞA EDİLEN KONFORLU YUVALAR

Yuvaların hazırlanış teknikleri, bilinci ve zekası olmayan bir canlıdan beklenmeyecek kadar mükemmeldir. İlerleyen bölümlerde örnekleri verilecek olan bu yuvaların, hayvanların kendi zekalarıyla tasarlanamayacakları çok açıktır. Çünkü hayvanların bu yuvaları inşa etmeden önce birçok aşamayı planlamış olmaları gerekir. Öncelikle yumurtalarının veya yavrularının güvenliği için bir yuvaya ihtiyaçları olduğunu belirlemeleri gerekir. Daha sonra ise yuva için en uygun yeri tespit etmelidirler, çünkü hiçbir canlı yuvasını rastgele bir yere yapmaz.

Çulhakuşları, büyük bir çaba harcayarak, topladıkları çeşitli malzemelerle, bir dala astıkları küre şeklinde yuvalar kurarlar.

Yuvanın yapısı ve kullanılan materyaller de bulunulan ortama göre "özel olarak" seçilir. Örneğin deniz kuşları su kenarlarında yaşadıkları için, ani su baskınlarına karşı suya gömülmeyen ve suda yüzebilen otlardan oluşan özel yuvalar kurarlar. Kamışlıkların bulunduğu alanlarda yaşayan kuşlar ise, rüzgarda sallandığında yuvadaki yumurtaların düşmemesi için geniş ve derin yuvalar yaparlar. Bunun yanı sıra çöl kuşları, yuvalarını sıcaklığın çevreye göre en az 10 derece daha düşük olduğu çalılıkların tepesine kurarlar. Çünkü aksi takdirde yer seviyesinde 45 derece olan sıcaklık, yavrular için adeta bir fırın etkisi yaratacak ve kısa sürede ölmelerine sebep olacaktır.


Yuvaların inşa edildiği yer konusunda yapılan seçim hem bilgi, hem de zeka gerektirmektedir. Oysa bir hayvanın su baskını ihtimalinden veya yüksek ısının yavrularına vereceği zarardan haberdar olması ve bu tür tehlikelerden nasıl kurtulacağını hesaplaması mümkün değildir. Ortada bilinci, aklı ve bilgisi olmayan canlılar, ama aynı zamanda da bilinçli, akıllı ve bilgiye dayalı davranışlar vardır. Diğer bir deyişle bilincin, aklın ve ilmin sahibi olan Allah'ın kusursuz yaratışı vardır.


Canlılar için yavrularının yaşamı çok önemlidir ve yumurtladıktan veya doğum yaptıktan itibaren tek uğraşıları yavrularıdır. Yavruların korunmasına çok büyük bir itina gösterirler. Sözgelimi çulhakuşu, yavrularını korumak için bir tek yuva yapmakla yetinmez, etrafa çok sayıda "sahte yuva" kurar. Bunun sebebi, yavruların büyüdüğü asıl yuvayı, sahte yuvalar arasında gizlemek ve düşmanın dikkatini farklı yuvalara çekmektir. Bu elbette ki çulhakuşunun kendi zekasından kaynaklanması mümkün olmayan son derece ince planlanmış bir yanıltma taktiğidir. Düşmanlardan yuvayı korumak için başvurulan en yaygın yöntemlerden bir diğeri de yuvayı kuru yaprakların ya da dikenli bir ağaçlığın içine gizlemektir. Bazı türler de, bir kovuğun içinde anne ve yumurtaları varken, onları korumak amacıyla ya bu kovukların girişini çamurla kapatır ya da salgılarını ve toprağı karıştırarak oluşturdukları sıvayı kullanıp, girişe kare şeklinde bir duvar örerler.


Birçok kuş türü, bitki liflerini, ot ve çalı-çırpı gibi malzemeleri örerek, yavrularının rahat büyümeleri için çok sağlam ve hayli ilginç yuvalar yapar. İlk kez yavrulayacak olan genç bir kuş, bir yuvanın nasıl yapıldığını o güne kadar hiç görmediği halde, daha ilk denemesinde kusursuz bir yuva inşa edebilir.


Kuşkusuz tüm bunlar söz konusu canlıların kendi başlarına sahip olabilecekleri yetenekler değildir. Öyle ise kuşlara ve diğer canlılara kusursuz denilebilecek yuvaları inşa ettiren güç nedir? Canlılar sahip oldukları bu yetenekleri nasıl kazanırlar?


Canlıların bu yetenekleri hakkında dikkat edilmesi gereken bir detay daha vardır: Her canlı doğduğu andan itibaren kendi türünün kullandığı yuvanın kurulması ile ilgili tüm bilgilere sahiptir. Bir hayvan türü, dünyanın neresinde olursa olsun yuvasını aynı şekilde inşa eder. Bu, canlıların yuvalarını inşa etme yöntemlerini rastgele elde etmediklerinin, bu bilgilerin ve yeteneklerin tümünün hayvanlara tek bir güç tarafından verildiğinin açık delillerindendir. Onlara bu bilgileri ilham eden ve onları üstün yeteneklerle birlikte var eden sonsuz ilim ve güç sahibi Allah'tır.


Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra da sizi çift çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah'a göre kolaydır.
(Fatır Suresi, 11)

Hayvanların yuvaları incelendiğinde görülen mimari üstünlüklerin yanı sıra, anne ve babanın yuva yapımı için gösterdikleri olağanüstü fedakarlıklar da dikkate değerdir. Örneğin kuşlar yavruları için yuvaları büyük bir özenle hazırlarken, kendilerine daha sıradan yuvalar inşa ederler. Yuvaların yapım aşamaları düşünüldüğünde ise bu hayvanların ne kadar büyük zahmetlerle bu yuvaları inşa ettikleri, ne kadar çok enerji harcadıkları ve nasıl bir özveride bulundukları daha iyi anlaşılacaktır. Bir kuşun, inşa ettiği en sıradan yuva için bile yüzlerce kez uçuş yaparak çalı çırpı toplaması gerekir.

Çünkü gagasında her seferinde sadece bir veya iki parça taşıyabilir. Ancak bu durum kuşu yıldırmaz ve büyük bir sabırla gerekli malzemeyi taşımaya devam eder. Bu esnada asla bıkıp usanmaz, malzemeyi yorulduğu için eksik tutmaz, hiçbir detay için üşenmez.















Terzi kuşları gagalarını iğne olarak ve yaprak liflerini veya örümcek ağlarını da iplik olarak kullanarak, yaprakları birbirine son derece düzgün bir şekilde dikerler. Böylece konforlu yuvalar oluştururlar. Dikişçi çalıbülbülünün yuvası birbirine diktiği iki büyük yaprağın arasındadır. Terzi kuşları gibi gagasını iğne gibi kullanırken, bitkisel lifleri ve örümcek ağlarını da iplik olarak kullanır.

Darwin'in doğal seleksiyon iddiasına göre bu canlıların sadece kendilerini düşünmeleri gerekirdi. Eğer güçlülerin yaşayabildiği, amansız bir mücadelenin sürdürüldüğü bir ortam olsa, bu canlılar güçsüz canlıları yaşatabilmek için kendilerini neredeyse "perişan edecek" kadar çabalarlar mı? Veya daha bu güçsüz canlılar dünyaya gelmeden onlar için en güvenlikli ortamı hazırlamalarının açıklaması ne olabilir? Bu soruların hiçbirine ne Darwin'in doğal seleksiyon tezi, ne evrim teorisi, ne de ateist herhangi bir düşünce cevap veremez. Bu soruların tek ve açık bir cevabı vardır; bu canlılara fedakarlık, sabır, sebat, çalışkanlık, azim gibi özellikleri veren Allah'tır. Allah onlara bu duyguları ilham eder ki, güçsüz olanlar güçlü olanlar tarafından korunsun, doğadaki denge devam etsin, bu canlıların nesilleri kendileri için belirlenen zamana dek yok olmasın ve insanlar için Allah'ın sanatının, gücünün, ilminin, yaratmadaki üstünlüğünün canlı birer delili olsunlar.
İlerleyen bölümlerde mimarlık ve dekorasyon yetenekleri ile tanınan bazı canlılardan örnekler verilecektir. Özellikle kuş yumurtaları ve yavruları, bir yuvada korunmaya en çok muhtaç olan canlılardandır. Bu nedenle Allah kuşlara tam ihtiyaçlarına uygun yuvalar yapmalarını ilham eder.